土耳其傳統水拓畫學習筆記(一):活生生的寶藏—Alparslan Babaoğlu






土耳其傳統水拓畫藝術學習筆記-活生生的寶藏,國寶級大師Alparslan Babaoğlu


快速導覽 hide
1 土耳其水拓畫藝術學習筆記

土耳其水拓畫藝術學習筆記

在準備前往土耳其繼續進修傳統水拓畫藝術(Ebru)的路上,我深深體會到語言與文化的重要性。這門源自土耳其的水拓藝術,不僅需要純熟的技法,更需要對其文化內涵的深刻理解。為了能在異鄉與師父進行更有效的溝通,我決定每天觀看一部土耳其語的水拓畫教學影片,記錄下每個專業術語,幫助自己複習每個工序背後的文化意涵。今天要分享的是一部關於水拓畫藝術國寶級大師Alparslan Babaoğlu的紀錄片筆記。

Ebru Ustası (Alparslan Babaoğlu) – Yaşayan Hazineler 21. Bölüm

土耳其水拓畫大師:Alparslan Babaoğlu的傳奇

早年歲月

“17 Ocak 1957 senesinde Ankara’da doğdum. Üç yaşındayken babam askerdi, o zaman Kıbrıs’a tayin oldu. Kıbrıs’ta 3 sene kaldık.”

Alparslan Babaoğlu 1957年1月17日出生於土耳其安卡拉。作為軍人的孩子,他在三歲時隨父親調派到賽普勒斯,在那裡度過了三年時光。

“Ben 5,5 yaşındayken Köşklü Çiftlik İlkokulunda Kıbrıs’ta ilkokula başladım. Daha sonra babam Ankara’ya tayin oldu. Gülhane Ortaokulu bitirdikten sonra da Ankara Atatürk Lisesi’ne başladım. Babam yine tayin oldu bu defa Erzurum’a tayin oldu, liseyi 1973’te Erzurum’da bitirdim.”

他的教育經歷橫跨了賽普勒斯、安卡拉和厄爾祖魯姆三地。五歲半時在賽普勒斯的Köşklü Çiftlik小學開始求學,後來在安卡拉的Gülhane中學就讀,最後在厄爾祖魯姆的Atatürk高中畢業。

求學歲月

“Liseyi bitirdikten sonra devlet bursuyla yurt dışına öğrenci gönderiliyordu 1416 sayılı kanun uyarınca onun sınavına girdim. Sınavı kazandım önce Fransa’ya gönderildim. Elektronik mühendisliği tahsili için Fransız üniversite bizim gönderildiği üniversite bu kadar çok Türk öğrenciyi alamam en fazla 3 tane alabilirim dedi.”

高中畢業後,依據第1416號法令,他通過考試獲得國家留學獎學金。原本被派往法國,但因該校限制土耳其學生人數而改道他國。

赴英留學

“PTT’de Amerika hariç Avrupa’da istediğiniz ülkeye gidin orada devam edin tahsiliniz dedi, ben Londra’ya gittim. Dil eğitiminden sonra Manchester Üniversitesi’de kabul edildim. Manchester Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünden 79 yılında şeref derecesiyle mezun oldum. 80’de de yüksek lisansımı tamamlayarak Türkiye’ye döndüm.”

最終選擇了英國。完成語言課程後進入曼徹斯特大學,1979年以優異成績獲得電子工程學位,1980年完成碩士學位後返回土耳其。

職業生涯開端

“PTT’ye mecburi hizmetim vardı. Ümraniye’de İstanbul Ümraniye’deki PTT araştırma laboratuvarında araştırmacı olarak çalışmaya başladım. Bir sene çalıştıktan sonra askere gittim. Askerliğimi Ankara’da Muhabere Teknik Daire Başkanlığında muhabere astsubayı olarak tamamladım.”

返回土耳其後,他必須履行對郵電部的服務義務。在伊斯坦堡Ümraniye的郵電部研究實驗室擔任研究員一年後服兵役,在安卡拉通訊技術部門擔任通訊士官。

藝術的初遇

“TÜBİTAK’ta çalışırken ebru ile tanıştım. Birlikte çalıştığım amirim durumundaki arkadaşım bir akşam evine yemeğe davet etmişti. Göztepe’deki evine gittiğimde salonda zerendûd resimleri bir de bir hilye-i şerife gördüm çok dikkatimi çekti.”

在土耳其科技研究院工作期間,一位主管朋友邀請他到家裡吃飯。在Göztepe的家中,他第一次看到了金箔畫(zerendûd)和先知贊詞(hilye-i şerife),這些傳統伊斯蘭藝術作品深深吸引了他。

“Ben yani 16-17 yaşında yurt dışına gitmiş eğitimini de yurt dışında yapmış birisi olarak sanatlarımız ilgili en ufak bir bilgim yoktu. Öyle şeyler ancak müzelerde olur zannediyordum.”

作為16-17歲就出國,在國外接受教育的人,他對傳統藝術幾乎一無所知,原以為這些作品只能在博物館裡看到。

遇見恩師

“O sırada içeriden bir tane de ebru getirdiler. Bunu yapan Üsküdar’da bir ihtiyar var Allah gecinden versin Emir hak vaki olur da vefat ederse bu sanat kaybolacak başka yapan yok dediler.”

在那次聚會中,主人拿出一幅水拓畫,並提到烏斯庫達爾區有位老藝術家,如果他過世,這門藝術可能就會失傳。

“Ben de bekardım o zaman bekar lojmanda kalıyordum TÜBİTAK’ta. Yapacak başka işim de yoktu. Akşamları uğraşırım ben bununla ben bunu öğreneyim kaybolmasın dedim.”

當時還是單身的他住在研究院的單身宿舍,決定利用晚上時間學習這門藝術,希望不讓它失傳。

初學時期

“Onlar da bana M. Uğur Derman’ın Türk Sanatında Ebru kitabını verdiler, birkaç tane Mustafa Düzgünman ebrusu verdiler bunlara bakarak başla bakalım dediler. Bekar lojmanında kendi kendime ebru çalışmaya başladım.”

他們給了他M. Uğur Derman的《土耳其水拓畫藝術》一書,以及幾幅Mustafa Düzgünman的作品作為範本,他就這樣開始了自學。

“O sırada Topkapı Sarayı’da Kültür Bakanlığının açtığı tezhip kursları vardı oraya devam ediyordum. Rahmetli Cahide Keskiner hocamdı benim orada. Ebruları hafta sonları kursa giderken yanıma alıyordum Cahide Hoca’ya gösteriyordum.”

同時,他也在托普卡匹皇宮參加文化部開設的裝飾藝術課程,每週末帶著作品請教已故的Cahide Keskiner老師。

師徒緣分

“Çünkü Mustafa Düzgünman’ı çok aksi bir ihtiyar, gidersen kovar seni filan diye anlattılar. Yani hoca benim için o zaman gidilemez ulaşılamaz birisiydi, o aktar dükkanının önünden bile geçmeye korkuyordum.”

關於Mustafa Düzgünman老師,人們都說他脾氣古怪,去找他會被趕走。對他來說,老師是一位難以接近的人物,連經過他的香料店都不敢。

轉捩點

“Bir ders Cahide Hoca dedi ki Turing Otomobil Kulübü Sultanahmet’teki Cedit Mehmet Efendi Medresesi’ni restore ettirmiş. İstanbul Sanatları Çarşısı açacaklar, her hücreye bir sanat koyuyoruz. Sana da orada bir hücre verelim sen de burada ebru yap dedi.”
“Açılış günü işte kültür bakanı açılışa gelecek. Ben de gittim erkenden bir baktım duvarlara hücrenin duvarlarına Mustafa Düzgünman’ın ebrularını asmışlar. Dedim ki ya bunları indirin buradan ya da ben gidiyorum arkadaş bu ebruları ben yapmadım.”

一次課堂上,Cahide老師告訴他,土耳其旅遊汽車俱樂部修復了蘇丹艾哈邁德區的Cedit Mehmet Efendi神學院,將開設伊斯坦堡藝術市集,每間房都展示一種藝術,邀請他展示水拓畫。開幕當天文化部長要來,他卻發現牆上掛的是Mustafa Düzgünman的作品,堅持要求要麼把作品撤下,要麼他離開,因為這些不是他的作品。

與大師相遇

“Hocanın ebruları ile sergi açmışlar. Hoca bundan çok muzdaripmiş. O çocuğa haber verin bana gelsin demiş.”
“Bir cuma günü iş yerine izin aldım. Üsküdar’a aktar dükkanına gittim. İşte tanıştım hocayla kendimi tanıttım. Bana iki tane ebru hediye etti. Ne boyalarla ebru yaptığımı sordu. Ben her pazar saat 10’la 12 arası atölyem misafir kabul ederim. Bu pazar sen de gel dedi.”

原來老師一直為人們未經許可使用他的作品而困擾。他聽說了這個誠實的年輕人,要人轉告請他來訪。於是有一個星期五,他請假去了烏斯庫達爾的香料店,終於見到了老師。老師送他兩幅水拓畫,詢問他使用什麼顏料,並邀請他每週日上午10點到12點來工作室。

藝術認證

“89 senesinde sen artık icazetli oldun bir icazet yazdır da imzalayalım dedi.”
“Geleneksel sanatlarımızdan ebru hakiki bir Türk sanatıdır. Bu sanata azim ve dirayetle hizmet eden Sayın Alparslan Babaoğlu yapımına muvaffak olduğu sanatımızı icra ve öğretmeye mezun olmuştur. Kendisine bu icazeti vermekte bahtiyarım. Ustası Mustafa Düzgünman, onun ustası Necmettin Okyay, onun ustası Özbek Şeyh Etem Efendi.”

1989年,老師認為他已經達到可以獲得認證的程度。認證書上寫道:「水拓畫是我們傳統藝術中真正的土耳其藝術。以決心和才能投入這門藝術的Alparslan Babaoğlu先生已經精通這門藝術,獲得執行和教授的資格。我很榮幸授予他這份認證。他的師承:Mustafa Düzgünman,其師為Necmettin Okyay,再上溯為Özbek Şeyh Etem Efendi。」

師父離世

“89’da icazet verdi 90’da da kaybettik hocayı maalesef. 70 yaşındaydı vefat ettiğinde.”
“O tarihten bugüne hocanın çizgisinde ebru yapmaya devam ediyorum ya da hocanın çizgisinde ebru yaptığımı düşünüyorum.”

1989年獲得認證後隔年,老師就在70歲時過世了。從那時起,他一直遵循著老師的路線創作。

技藝傳承

“Çok kolay olmadı hocayı kaybettikten sonra. Hafta sonları sadece evde kendime zaman ayırıp ebru yapabiliyordum.”
“Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi geleneksel Türk el sanatları bölümünde haftada bir ebru dersi verdim.”

失去老師後的日子並不容易,只能在週末在家創作。後來在瑪爾瑪拉大學美術學院的傳統土耳其手工藝系每週教授一堂水拓畫課程。

退休後的奉獻

“2011’de emekli olana kadar emekli olunca bütün vaktimi ebru’ya hassetmeye başladım.”
“Emekli olduktan sonra çok sayıda sergi açtım birçok ülkede atölye çalışması yaptım kitaplar yazdım filan ebruya hizmet adına daha ne yapabilirim diye.”

2011年退休後,他將全部時間投入水拓畫藝術。舉辦了許多展覽,在多個國家開設工作坊,出版書籍,不斷思考還能為這門藝術做些什麼。

傳授藝術

“Senelerdir benim yaptığım ebru çeşitlerini benim kadar yaptığını gördüğüm gençlere ben de icazet verdim. 20’yi geçti 30’a yaklaştı diyebilirim benim icazet verdiğim öğrencilerimin sayısı.”
“Onlar da icazet veriyorlar e onların da dikkat ettiği şey bizim yolumuzda yani Mustafa Düzgünman çizgisinde ee bütün ebru çeşitlerini aynı başarıyla tekrarlayabilir giderek genişliyor.”

多年來,他為能夠達到相同水準的年輕人頒發認證,至今已有近30名學生獲得認證。這些學生在傳授時也遵循Mustafa Düzgünman的路線,確保能成功重現各種水拓畫技法。

學術研究

“Ebru’nun tarihi çok karanlık yüz binlerce ebru var kütüphanelerde kitap kaplarında defter kaplarında kullanılmış bu ebruları yapanların kim olduklarını bilmiyoruz ebruların ne zaman yapıldığını bilmiyoruz çünkü ebru’da ebru’nun üzerine imza atmak gibi bir gelenek yok.”

水拓畫的歷史十分模糊,圖書館中有數十萬幅水拓畫被用在書籍和筆記本的封面上,但因為沒有簽名的傳統,我們不知道是誰製作的,也不知道是什麼時候製作的。

“Bir ebrunun bir kitabın kabındaki ebrunun o kitapla aynı yaşta olduğunu söylemek yanlış çünkü kitabın cildi sonraki bir tarihte tamir görmüş ebru da o sonraki tarihte yerleştirilmiş olabilir.”

不能說書封上的水拓畫與書籍同年代,因為書籍裝幀可能後期修復,水拓畫可能是那時添加的。

國家榮譽

“Yaşayan İnsan Hazinesi ödülü vereceğiz size. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde tören oldu.”
“Bu ödülün ismi çok ağır yani yaşayan insan hazinesi insana sorumluluk yüklüyor.”
“Sağlığında nice ehli hünerin bir tutan tuz bile yoktur aşına öldürür önce onu açlıktan sonra türbe dikerler başına.”

他在總統府文化中心獲得了”活生生的人類寶藏”獎。這個獎項不僅是榮譽,更是一種責任。他引用了一句諺語:「許多技藝高超的匠人生前連一撮鹽都買不起,活活餓死,死後卻為他們蓋紀念墳塔。」強調了在世時得到肯定的重要性。

藝術哲學

“Ebrucu boyalarını usulüne göre hazırlıyor yani fırçada ne kadar boya bırakacağım bunların hepsine ebrucu karar veriyor. Bunlar bizim cüzi irademizle olan şeyler ama fırçayı elinize alıp da vurduğunuz andan itibaren o boyalar nereye gidecekler nasıl bir şekil ortaya çıkacak ona siz karar veremiyorsunuz. Külli irade karar veriyor.”
“Tasavvufta ebru külli irade cüzi irade bahsi anlatılırken mutlaka örnek gösterilen bir sanat.”

在談到水拓畫藝術的本質時,他強調了人為努力與天意的關係。水拓畫家可以決定用料配比、使用何種筆刷(人為),但一旦下筆,顏料如何流動、呈現什麼圖案就不是人能控制的(天意)。這也是為什麼在蘇非神秘主義中,水拓畫常被用來解釋天意與人為的關係。

水拓畫藝術生詞與例句(B2+)

1. azim ve dirayet (決心與能力)

“Bu sanata azim ve dirayetle hizmet eden…”

中:以決心和能力投入這門藝術的…

2. muzdarip olmak (感到困擾)

“Hoca bundan çok muzdaripmiş.”

中:老師對此感到很困擾。

3. muvaffak olmak (成功/精通)

“Yapımına muvaffak olduğu sanatımızı icra ve öğretmeye mezun olmuştur.”

中:已經精通這門藝術的製作,被授權執教與傳授。

4. dejenere olmak (變質/退化)

“Ebrunun artık dejenere olmadan ustamdan aldığım gibi gelecek nesillere aktarılabilecek.”

中:這門藝術能不變質地、按照我從老師那裡學到的方式傳給下一代。

5. hassetmek (致力/投入)

“Emekli olunca bütün vaktimi ebru’ya hassetmeye başladım.”

中:退休後,我開始將全部時間投入水拓畫藝術。

6. tarihlendirme (年代考證)

“Burada da şunu yapmak istedim yani ebruların tarihlendirmesi.”

中:在這裡我想做的就是對水拓畫作品進行年代考證。

7. bahtiyar (幸運的/幸福的)

“Kendisine bu icazeti vermekte bahtiyarım.”

中:我很榮幸能夠授予他這個認證。

8. aktarmak (傳授/傳遞)

“Elimden geldiği kadar fazla gence bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum.”

中:我盡可能地把我所知道的傳授給更多年輕人。

9. tamir görmek (經過修復)

“Kitabın cildi sonraki bir tarihte tamir görmüş olabilir.”

中:書籍的裝幀可能在後來經過修復。

10. layık görmek (認為配得上)

“Devletin sizi takdir etmesi bir şeye layık görmesi bu hakikaten gurur verici.”

中:國家對你的肯定和認可,這確實值得驕傲。

11. usulüne göre (按照規矩/傳統方式)

“Ebrucu boyalarını usulüne göre hazırlıyor.”

中:水拓畫家按照傳統方式準備顏料。

12. salgı (分泌物)

“Geven otunun havayla temas ettiğinde kemikleşen salgısı.”

中:黃蓍植物接觸空氣後凝固的分泌物。

13. kemikleşmek (凝固/硬化)

“Havayla temas ettiğinde kemikleşen salgısı kitre olarak kullanılır.”

中:接觸空氣後凝固的分泌物被用作黏稠劑。

14. kıvam (濃稠度)

“Teknedeki sıvının kıvamı çok önemli.”

中:水槽中液體的濃稠度非常重要。

15. tespit etmek (固定/轉印)

“Kağıda tespit edilmeden önce suyun üzerindeki desenlerin ayarlanması gerekir.”

中:在轉印到紙上之前,需要調整水面上的圖案。

16. ehli hüner (技藝高超者)

“Sağlığında nice ehli hünerin bir tutan tuz bile yoktur aşına.”

中:許多技藝高超的匠人生前連一撮鹽都買不起。

17. yüzdürmek (漂浮)

“Boyaları suyun üzerinde yüzdürdüm kağıda da tespit ettim.”

中:我讓顏料在水面上漂浮並轉印到紙上。

18. irade (意志/決定)

“Külli irade karar veriyor.”

中:由天意決定。

用法:külli irade(天意)vs. cüzi irade(人為)

19. serpmek (灑/撒)

“Her boyayı hangi kalınlıkta fırçayla serpeceğiz.”

中:每種顏料要用多粗的筆刷灑落。

Message limit reached for Claude 3.5 Sonnet until 2:00 PM.
You may still be able to continue on Claude 3.5 Haiku-TT

水拓畫術語與技術細節

A. 核心概念與工具

1. tekne(特製水槽)

“Bu kap kullanacağımız ebru kağıdın ebadında enine ve boyunda yarım santim aşağı yukarı daha büyük olmalı ki kağıt ıslandığı zaman suyu doğrultusunda uzar o uzamayı kaldırsın diye böyle bir tekne yaptırmamız lazım 5-6 cm derinliğinde günümüzde galvanizli sactan yapılıyor.”

水槽需比紙張大半厘米,深度5-6公分,現代使用鍍鋅鐵板製作。這樣的尺寸可以容納紙張浸濕後的膨脹。

2. kitre(黃蓍膠)

“Kitre Anadolu’da yetişen Geven otunun havayla temas ettiğinde kemikleşen salgısı. Geven otunun gövdesini çiziyorlar o çiziklerden ertesi gün reçine gibi çam sakızı gibi bir şey çıkıyor kemik gibi bir sert bir şey.”

傳統增稠劑,來自安納托利亞生長的黃蓍植物。在植物莖上劃痕,次日流出的分泌物會硬化成骨頭般的硬度。

3. öd(牛膽汁)

“Boyaların içerisine sığır ödü katıyoruz kurban bayramlarında kesilen hayvanların öd keselerini topluyoruz içlerindeki öd alıp kaynatıp sonra konserve yapıp bütün bir sene kullanıyoruz.”

在古爾邦節收集的牛膽汁,煮沸後保存,全年用於調配顏料。

4. at kuyruğu kılı(馬尾毛筆)

“Anadolu’da ebru yapılan fırçanın yaşlı atın kuyruk kıllarıyla kuyruk kıllarının bir dala sarılmasıyla yapılmış olması lazım ki ortası boş olacak o ortasındaki boşluktan boya düşerek bizim Türk ebrusunun has öbekler ortaya çıkacak.”

用老馬尾毛纏繞在木枝上製成的特製毛筆,中間必須留空,這樣顏料才能通過空心部分滴落,形成土耳其水拓畫特有的紋理。

B. 顏料與色彩

“O sarı boya bizim ebruda kullandığımız sarı boya oksit sarı aynı şekilde aşı boyalı evler var Konaklar eski Konaklar kahverengi kırmızıya çalar kahverengi renkte O da aşı boyası.”

使用天然礦物顏料:
– oksit sarı(氧化鐵黃):用於道路標線的黃色顏料
– aşı boyası(赭石紅):古老宅邸上使用的紅褐色顏料

C. 製作流程與技術要點

1. 液體準備

“Üzerinde ebru yapacağınız sıvının kıvamının kullanılabilir hale gelmesi için 3-4 gün geçmesi lazım.”

水拓畫用液需要3-4天的時間才能達到可用的濃稠度。

“Teknedeki sıvının kıvamı çok önemli, sulu olursa istediğiniz desenleri elde edemezsiniz boyalar kendi kendisini suyun üzerinde sizin istemediğiniz şekillere bürünürler.”

水槽中液體的濃稠度至關重要,如果太稀,顏料會在水面上自行形成不想要的圖案。

2. 工作環境

“Yemek masasının köşesinde çalışıp yemek yeneceği zaman eşyalarınızı toplayıp yemekten sonra tekrar yerine koyup tekrar çalışmaya devam edebilirsiniz ama ebru öyle değil mutlaka zemini seramik yakınında çeşme olan kirletebileceğiniz bir yer lazım.”

水拓畫不像其他藝術可以在餐桌角落工作,必須在有陶瓷地板、靠近水源、可以弄髒的專門場所進行。

3. 顏料調配

“Her boyayı hangi kalınlıkta fırçayla serpeceğiz bunların hepsine ebrucu karar veriyor.”

每種顏料的用筆粗細、濃度都由水拓畫家決定。

4. 簽名傳統的變革

“Bu Mustafa Düzgünman’la başlamış daha önce hiç kimse ebrusuna imza atmıyor. Çünkü tarzından tavrından kullandığı renklerden kimin ebrusu olduğu anlaşılıyor.”

在Mustafa Düzgünman之前,沒有人在水拓畫上簽名,因為從風格、手法和使用的顏色就能辨識作者。

D. 師承系統與認證

師承傳統(以師徒相承順序):

Özbek Şeyh Etem Efendi → Necmettin Okyay → Mustafa Düzgünman → Alparslan Babaoğlu → 他的學生們(近30名)

3. 顏料調配

“Her boyayı hangi kalınlıkta fırçayla serpeceğiz bunların hepsine ebrucu karar veriyor.”

每種顏料的用筆粗細、濃度都由水拓畫家決定。

4. 簽名傳統的變革

“Bu Mustafa Düzgünman’la başlamış daha önce hiç kimse ebrusuna imza atmıyor. Çünkü tarzından tavrından kullandığı renklerden kimin ebrusu olduğu anlaşılıyor.”

在Mustafa Düzgünman之前,沒有人在水拓畫上簽名,因為從風格、手法和使用的顏色就能辨識作者。

D. 師承系統與認證

師承傳統(以師徒相承順序):

Özbek Şeyh Etem Efendi → Necmettin Okyay → Mustafa Düzgünman → Alparslan Babaoğlu → 他的學生們(近30名)

“Bunların hepsine ebrucu karar veriyor dolayısıyla bunlar bizim cüzi irademizle olan şeyler.”

在這傳承中,人為可控的部分由水拓畫家決定。

E. 技藝傳承與發展

1. 藝術純粹性

“Bu arkadaşlarım sayesinde ebrunun artık dejenere olmadan ustamdan aldığım gibi gelecek nesillere aktarılabilecek gördüm.”

透過這些學生,這門藝術可以不變質地、按照從老師那裡學到的方式傳給下一代。

2. 藝術研究

“Kendi kendime dedim ki ben ebru’nun tarihini araştırmam lazım. Tezimi yazıyorum artık son aşamaya geldim. Burada da şunu yapmak istedim yani ebruların tarihlendirmesi.”

他決定研究水拓畫的歷史,特別專注於作品的年代考證問題。這項研究工作已接近最後階段。

3. 技法保存

“Şüphesiz hocadan farklı şeyler de yapıyorum ama bunların Türk ebru geleneğine aykırı olmadığına inanıyorum.”

雖然也創作一些與老師不同的作品,但他相信這些都不違背土耳其水拓畫的傳統。

F. 機構與人物註釋

1. 重要機構

教育與研究機構:
  • Manchester Üniversitesi:主角取得電子工程學位的英國大學
  • TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu):土耳其科學技術研究委員會
  • PTT (Posta ve Telgraf Teşkilatı):土耳其郵電部,提供主角留學機會
  • Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi:退休後任教的大學
藝術中心:
  • Topkapı Sarayı:托普卡匹皇宮,早期學習地點
  • Üsküdar Aktar:烏斯庫達區的香料店,Düzgünman的工作室
  • Klasik Türk Sanatları Vakfı:古典土耳其藝術基金會
  • Cedit Mehmet Efendi Medresesi:蘇丹艾哈邁德區的歷史建築
  • Cumhurbaşkanlığı Külliyesi:總統府文化中心

結語:水拓畫的藝術精神

“Tasavvufta ebru külli irade cüzi irade bahsi anlatılırken mutlaka örnek gösterilen bir sanat şöyle ebrucu boyalarını usulüne göre hazırlıyor yani fırçada ne kadar boya bırakacağım bunların hepsine ebrucu karar veriyor. Dolayısıyla bunlar bizim cüzi irademizle olan şeyler ama fırçayı elinize alıp da vurduğunuz andan itibaren o boyalar nereye gidecekler nasıl bir şekil ortaya çıkacak ona siz karar veremiyorsunuz.”

透過Alparslan Babaoğlu大師的分享,我更深入理解了水拓畫不僅是一門技藝,更是一種生命哲學。正如在蘇非神秘主義中常用水拓畫來解釋天意與人為的關係:畫家能決定用料配比、使用何種筆刷,但一旦下筆,顏料的流動就不是人能控制的了。

“Sağlığında nice ehli hünerin bir tutan tuz bile yoktur aşına öldürür önce onu açlıktan sonra türbe dikerler başına.”

大師引用的這句諺語:「許多技藝高超的匠人生前連一撮鹽都買不起,活活餓死,死後卻為他們蓋紀念墳塔。」不僅是對過往藝術家命運的感慨,更是對當代藝術保護重要性的提醒。

學習Ebru的路上也讓我理解到:要學習一門傳統藝術,首先需要的不是技巧,而是對這門藝術發自內心的敬意。


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *