土耳其傳統水拓畫學習筆記(三):土耳其水拓畫藝術教材第一單元:水拓畫的哲學與應用






土耳其水拓畫藝術教材—第一單元:水拓畫的哲學與應用

封面圖片:Mustafa Düzgünman, Çiçekli Ebru來源:
1 土耳其水拓畫藝術學習筆記
1.3 水拓畫術語辭典

土耳其水拓畫藝術學習筆記

作為探索土耳其水拓畫(Ebru)系列文章的第三篇,今天要分享的是這門藝術的精神層面。繼第一篇介紹當代大師Alparslan Babaoğlu的訪談,第二篇整理專業術語後,本篇將根據土耳其教育部教材《ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ- EBRU》,深入探討水拓畫的定義、歷史源流,以及其所蘊含的哲學思想。

1. ÜNİTE: EBRU SANATIN FELSEFE VE UYGULAMA 第一單元:水拓畫的哲學與應用

1. Ebru Sanatının Tanımı ve Amacı 水拓畫的定義與目的

Ebru, kıvamlı suyun üzerine, gül dalı ve at kılından mamül fırçalar yardımıyla, sığır ödü ilave edilerek ayarlanmış, suda erimez boyaların yüzeye serpilmesiyle ve kâğıda alınmasıyla oluşan kâğıt bezeme (süsleme) sanatıdır.

水拓畫是一種紙張裝飾藝術,使用玫瑰枝與馬毛製成的筆刷,在調製好黏度的水面上,添加牛膽汁調和不溶於水的顏料,將其灑在水面上後轉印到紙上而成。

2. Ebru Kelimesinin Kökeni 水拓畫的詞源

Kâğıt yüzeyinde buluta benzer şekiller oluştuğu için bu sanatın adına bulutumsu manasına gelen Farsça ebrî denilmiştir. Daha XX. Asrın başlarına kadar ebrî ismiyle anılan bu sanatın adı, daha âhenkli söylenişinden olsa gerek ebru’ya, dönüşmüştür.

因為在紙面上形成像雲一樣的圖案,所以這門藝術用波斯語「ebrî」(意為雲狀)來稱呼。直到20世紀初期,這門藝術還是以「ebrî」為名,後來可能因為發音更優美而演變成「ebru」。

Yüzeydeki şekillerin yer yer kaşa benzemesinden dolayı bu sanata Farsça ebru kelimesinin özellikle verildiğini söyleyenler de vardır.

也有人說,因為水面上的圖案局部像眉毛,所以特別用波斯語的「ebru」這個詞。

3. Ebru Sanatının İç Dünyamıza Yansıması 水拓畫對我們內心世界的影響

Ebru teknesi küçük bir kainat kitabı gibidir. Okumasını bilene her daim derin manalar, varlığın sırrını anlamada emsalsiz mülâhazalar sunar.

水拓畫器皿就像一本小小的宇宙之書。對於懂得閱讀的人來說,它總是提供深刻的意義和理解存在奧秘的獨特思考。

Kişinin ruh hali suyun yüzeyine tesir eder. Moral bozuk olarak ebru teknesinin başına geçildiğinde çoğu zaman düzgün ebru çıkmaz.

一個人的心境會影響水面。心情低落時製作水拓畫,往往無法做出好作品。

3.1. Ebrucunun Duası 水拓畫家的祈禱

Bismillahirrahmanirrahim, İlâhi yâ Rabbi! Ezel’deki Hükm’üne uygun olarak bu teknede zuhur edecek olan nakışların, Hilkat’in nakışlarında meknuz olan Hikmet’ini idrâkden âciz olan bu fakirin nefsini teshir edip de enâniyetini azdırmasına izin verme!

奉至仁至慈的真主之名,我的主啊!依照您永恆的判決,請勿讓這器皿中即將呈現的圖案,迷惑這個無法理解造化之奧秘的卑微之人的私慾,使其傲慢自大!

3.2. Ebru sanatı ve sanatkâr 水拓畫藝術與藝術家

Ebru teknesi hakikat perdesinin suya aksidir. Ebru Külli ve cüz’î iradenin birleştiği tecelligâhtır. Ebru Sanatçısı cüz’î iradesiyle boyaları yüzeye serper fakat nasıl bir şekil çıkacağını asla tam olarak bilemez.

水拓畫器皿是真理之幕映照在水面上的倒影。水拓畫是整體意志與個體意志相結合的顯現之處。水拓畫藝術家以個人意志將顏料灑在水面上,但永遠無法完全預知會呈現什麼樣的圖案。

“O, her gün (an) bir iştedir.” âyetinin hikmetince tecelliyâtta tekrar yoktur. Tecelliyâtta tekrar olmadığından ebru teknesinde ortaya çıkan nakışların da tekrarı yoktur.

依照”祂每時每刻都在創造”這節經文的智慧,顯化永不重複。因為顯化永不重複,所以水拓畫器皿中呈現的圖案也永不重複。

Müslüman sanatkâr yaptığı her eseri Hakk’ın bir lütfu olarak görür. Sâni-i hakîm olan Rabb’inin sanatı yanında kendi yaptıklarının hiçbir anlamı olmadığını fark eder ve acizliğini anlar.

穆斯林藝術家將每件作品視為真主的恩典。在明哲造物主的藝術面前,他意識到自己的作品毫無意義,認識到自己的無能。

技藝修練

Ebru eğitimi aynı zamanda sabır, nefse hakimiyet, yaratılış esrarının idrâki, dengeli olabilme eğitimidir. Sanat eğitimi, seyrü süluk-u ruhanide yardımcı metot olarak işlev görmüştür.

水拓畫的學習同時也是對耐心、克制私慾、理解創造奧秘、保持平衡的訓練。藝術教育在精神修行的道路上起著輔助方法的作用。

Ebru Sanatçısı, teknesiyle bütünleşebilirse ve kendini bütün benliğiyle teknesine, boyalarına, sanatına verebilirse çok derin anlar yaşadığı zamanlar olur.

當水拓畫藝術家能與器皿融為一體,全心全意地投入到他的器皿、顏料和藝術中時,他會經歷一些極為深刻的時刻。

詩歌:RENG-İ ÂHENK(和諧之色)

Aldım fırçamı elime
Boyadım teknemi pembeye
Teknede güller açtı
Anne sana ebru yaptım

我拿起了畫筆
把器皿染成粉紅
玫瑰在水面綻放
媽媽我為你做了水拓畫

Bir hadislerinde Hz. Peygamber “Allah güzeldir. Güzeli sever” buyurarak güzelliğin kaynağının Allahü Teâlâ’nın bizzat kendisi olduğunu bildirmiştir. Sanat ilahî güzelliği arama mücadelesidir.

先知在一段聖訓中說:”真主是美的,祂喜愛美”,藉此表明美的源頭就是真主本身。藝術是追尋神聖之美的努力。

水拓畫專業術語與名詞解釋

水拓畫術語辭典

âb-rû [ab-ru]

– 中文含義:水面;水拓
– 語源:波斯語複合詞,由âb(水)和rû(面)組成
– 用法:水拓畫的早期稱呼之一
– 相關詞彙:ebrî, ebru

âciz [aciz]

– 中文含義:無能的
– 例句:”Hikmet’ini idrâkden âciz olan bu fakirin…”(這個無法理解您智慧的貧乏者…)
– 用法:藝術家面對創造時的謙遜態度
– 相關詞彙:fakir, mütevazi

âhenkli [ahenkli]

– 中文含義:和諧的
– 例句:”Daha âhenkli söylenişinden olsa gerek ebru’ya dönüşmüştür.”(大概是因為發音更為和諧而演變成ebru)
– 用法:描述水拓畫的和諧美感
– 相關詞彙:reng-i âhenk

âlem-i imkân [alem-i imkan]

– 中文含義:可能性的世界
– 例句:”Ebru teknesi küçük bir kainat kitabı gibidir. Okumasını bilene her daim derin manalar, varlığın sırrını anlamada emsalsiz mülâhazalar sunar.”(水拓畫器皿就像一本小型的宇宙之書。對於懂得閱讀的人來說,它總是提供深刻的含義,在理解存在的奧秘時給予無與倫比的思考)
– 用法:形容水拓畫器皿所象徵的創作可能性

algıda değişiklik [algida degisiklik]

– 中文含義:感知的轉變
– 例句:”Burada bir idrâk değişmesi vardır, algıda değişiklik olur.”(這裡有一種認知的改變,感知會發生轉變)
– 用法:描述創作過程中的感知變化
– 相關詞彙:idrâk değişmesi

amansız [amansiz]

– 中文含義:永無止境的
– 例句:”Hayali önde, kendisi arkada amansız bir kovalamaca içindedir.”(理想在前,自己在後,處於永無止境的追逐中)
– 用法:描述藝術追求的過程
– 相關詞彙:sürekli, daimi

aşı boyası [ashi boyasi]

– 中文含義:赭石顏料
– 例句:”Geleneksel ebru’da kullanılan aşı boyası doğal toprak pigmentlerinden yapılır.”(傳統水拓畫中使用的赭石顏料是由天然土壤顏料製成的)
– 用法:傳統使用的天然礦物顏料
– 相關詞彙:boya, toprak

benlik [benlik]

– 中文含義:本我、自我
– 例句:”Kendini bütün benliğiyle teknesine, boyalarına, sanatına verebilirse.”(如果能夠以全部本我投入到器皿、顏料和藝術中)
– 用法:形容全心投入的狀態
– 相關詞彙:nefs, enâniyet

bütünleşmek [butunlesmek]

– 中文含義:融合
– 例句:”Teknesiyle bütünleşebilirse.”(如果能與器皿融為一體)
– 用法:描述與創作工具的融合
– 相關詞彙:kaynaşmak, birleşmek

cereyan [cereyan]

– 中文含義:流動、發生
– 例句:”Ustasıyla arasında cereyan eden feyz akışını.”(在他與師父之間流動的靈性)
– 用法:描述師徒間的精神傳承
– 相關詞彙:akış, akan

cüz’î irade [cuzi irade]

– 中文含義:個人意志
– 例句:”Ebru Sanatçısı cüz’î iradesiyle boyaları yüzeye serper…”(水拓畫家以其個人意志將顏料灑在表面上…)
– 用法:描述人為努力與天意的關係
– 相關詞彙:külli irade(天意)

damar [damar]

– 中文含義:紋理
– 例句:”Kâğıt üzerinde mermere benzer damarlar görüldüğü için.”(因為在紙上看到類似大理石的紋理)
– 用法:描述紙面上的紋理效果
– 相關詞彙:nakış, bezeme

dergâh [dergah]

– 中文含義:修道院
– 例句:”Tarih boyunca dergâhlar sanat icrasının merkezi olmuşlardır.”(歷史上,修道院一直是藝術實踐的中心)
– 用法:傳統藝術的重要傳承場所
– 相關詞彙:medrese, hücre

destûr [destur]

– 中文含義:許可
– 例句:”Destûr yâ Hakk!”(真主啊,請賜予許可!)
– 用法:在創作前請求神聖許可
– 相關詞彙:izin, icazet

dinamik [dinamik]

– 中文含義:動態
– 例句:”Manevi dinamiklerin ebru teknesine tesiri.”(精神動力對水拓畫器皿的影響)
– 用法:描述精神層面對創作的影響
– 相關詞彙:hareket, etki

ebrî [ebri]

– 中文含義:如雲的、雲狀的
– 語源:波斯語
– 例句:”Kâğıt yüzeyinde buluta benzer şekiller oluştuğu için bu sanatın adına bulutumsu manasına gelen Farsça ebrî denilmiştir.”(因為紙面上形成如雲般的圖案,故此藝術被稱為波斯語中意為雲狀的ebrî)
– 用法:水拓畫最早的名稱
– 相關詞彙:ebru, âb-rû

ebru [ebru]

– 中文含義:水拓畫
– 例句:”Ebru, kıvamlı suyun üzerine, gül dalı ve at kılından mamül fırçalar yardımıyla, sığır ödü ilave edilerek ayarlanmış, suda erimez boyaların yüzeye serpilmesiyle ve kâğıda alınmasıyla oluşan kâğıt bezeme (süsleme) sanatıdır.”(水拓畫是在調配的水面上,使用玫瑰枝與馬毛製成的毛筆,以添加牛膽汁調製的不溶於水的顏料,透過潑灑並轉印到紙上的裝飾藝術)
– 用法:現代通用的水拓畫術語
– 相關詞彙:ebrî, âb-rû

edeb [edeb]

– 中文含義:禮儀
– 例句:”Sırrının edebiyle techiz et!”(以祂的奧秘之禮來裝備!)
– 用法:藝術創作中的精神禮儀
– 相關詞彙:adab, terbiye

emanet [emanet]

– 中文含義:託付物
– 例句:”Sanat bir emanettir.”(藝術是一種託付)
– 用法:藝術作為託付的傳統
– 相關詞彙:miras, teslim

enâniyet [enaniyet]

– 中文含義:自我、私慾
– 例句:”Enâniyetten sıyrılıp nefsimizi terbiye etmemiz gerekir.”(我們需要擺脫自私,修煉我們的私慾)
– 用法:指需要克服的自我執著
– 相關詞彙:nefs, benlik

fâil [fail]

– 中文含義:行為者
– 例句:”Lâ fâile illallah sırrının edebiyle.”(以「唯有真主是真正的行為者」這一奧秘的禮儀)
– 用法:指真正的創造者
– 相關詞彙:Hâlık, Sâni

fazl [fazl]

– 中文含義:恩惠
– 例句:”Hâzâ min fazl-ı Rabb’î.”(這是來自我主的恩惠)
– 用法:視作品為主的恩典
– 相關詞彙:rahmet, ihsan

feyz [feyz]

– 中文含義:精神傳承、靈性流動
– 例句:”Ustasıyla arasında cereyan eden feyz akışını inkıtaya uğratacak her türlü davranıştan imtina etmelidir.”(應避免任何可能中斷與師父之間靈性流動的行為)
– 用法:描述師徒間的精神與藝術傳承
– 相關詞彙:maneviyat, ruhaniyet

fırça darbesi [fircha darbesi]

– 中文含義:筆觸
– 例句:”Fırça darbelerinin düzgün bir ritimle vurulması.”(筆觸要以規律的節奏施展)
– 用法:描述下筆的節奏感
– 相關詞彙:ritim, vuruş, fırça talimi, müptedi

fırça talimi [fircha talimi]

– 中文含義:筆法練習
– 例句:”Bu yüzden müptedi talebelere uzun müddet fırça talimi yaptırılır.”(因此讓初學者長期進行筆法練習)
– 用法:指初學者的基礎訓練
– 相關詞彙:müptedi, talebe, fırça darbesi

gündelik hayat [gundelik hayat]

– 中文含義:日常生活
– 例句:”Artık gündelik hayatla irtibat kopmuştur.”(與日常生活的聯繫已經斷開)
– 用法:與藝術創作狀態的對比
– 相關詞彙:yaşam, hayat

Hak [hak]

– 中文含義:真理
– 例句:”Destûr yâ Hakk!”(真理啊,請賜予許可!)
– 用法:創作中對真理的尊重
– 相關詞彙:hakikat, hikmet

hâlık [halik]

– 中文含義:造物主
– 例句:”Nefsimi, senin gibi bir Hâlık olma vehminden de…”(使我的私慾遠離想要成為像您一樣的造物主的妄想…)
– 用法:提醒藝術家謙遜的重要性
– 相關詞彙:Sâni, Rabb, fazl

hasretmek [hasretmek]

– 中文含義:投入、致力
– 例句:”Bütün vaktimi ebru’ya hasretmeye başladım.”(我開始把所有時間都投入到水拓畫中)
– 用法:描述全心投入藝術的態度
– 相關詞彙:adamak, vermek

hâzâ [haza]

– 中文含義:這個
– 例句:”Hâzâ min fazl-ı Rabb’î.”(這是來自我主的恩惠)
– 用法:藝術家謙遜的表達方式
– 相關詞彙:bu, şu

hikmet [hikmet]

– 中文含義:智慧、奧秘
– 例句:”Hilkat’in nakışlarında meknuz olan Hikmet’ini idrâkden âciz olan bu fakirin…”(這個無法理解在造化紋樣中蘊含的智慧的貧乏者…)
– 用法:指創造中蘊含的神聖智慧
– 相關詞彙:ilahî güzellik, hilkat, marifet, ilm

hilkat [hilkat]

– 中文含義:造化、創造
– 例句:”Hilkat’in nakışlarında meknuz olan Hikmet’ini…”(蘊含在造化紋樣中的智慧…)
– 用法:指創造中蘊含的奧秘
– 相關詞彙:yaratılış, fıtrat

hubb-ı riyaset [hubbi riyaset]

– 中文含義:愛慕虛名
– 例句:”Hubb-ı riyasetten de koru, yâ Hâfız!”(護佑者啊,也請保護我遠離愛慕虛名!)
– 用法:需要避免的執著
– 相關詞彙:enâniyet, kibir

hücre [hucre]

– 中文含義:小室、工作間
– 例句:”Her hücreye bir sanat koyuyoruz.”(我們在每個小室中都放置一門藝術)
– 用法:傳統建築中的藝術工作空間
– 相關詞彙:oda, atölye

hükm [hukm]

– 中文含義:判決、定律
– 例句:”Ezel’deki Hükm’üne uygun olarak…”(按照永恆中的定律…)
– 用法:創作要遵循永恆的規律
– 相關詞彙:kanun, kural

hüner [huner]

– 中文含義:技藝
– 例句:”Nice ehli hünerin.”(多少技藝精湛者)
– 用法:指高超的藝術技藝
– 相關詞彙:marifet, sanat, fırça talimi

icazet [icazet]

– 中文含義:認證、授權
– 例句:”89 senesinde sen artık icazetli oldun bir icazet yazdır da imzalayalım dedi.”(89年時他說你已經獲得認證資格了,讓我們寫一份認證書並簽名)
– 用法:傳統藝術的師徒認證制度
– 相關詞彙:diploma, yetki

idrâk [idrak]

– 中文含義:認知、理解
– 例句:”İdrâk günlük idrâkten artık daha ulvi idrâke kayar.”(認知從日常認知轉向更崇高的認知)
– 用法:指創作時的特殊認知狀態
– 相關詞彙:algı, anlayış

idrâk değişmesi [idrak degismesi]

– 中文含義:認知的改變
– 例句:”Burada bir idrâk değişmesi vardır.”(這裡發生了認知的改變)
– 用法:描述藝術創作時的認知轉變
– 相關詞彙:algıda değişiklik

ihya [ihya]

– 中文含義:復興
– 例句:”Geleneksel sanatların ihyası için çalışıyoruz.”(我們為傳統藝術的復興而努力)
– 用法:描述傳統藝術的復興
– 相關詞彙:diriliş, canlanma

ilahî güzellik [ilahi guzellik]

– 中文含義:神聖之美
– 例句:”Sanat ilahî güzelliği arama mücadelesidir.”(藝術是追求神聖之美的奮鬥)
– 用法:指藝術創作的終極目標
– 相關詞彙:maneviyat, ruhaniyet

ilm [ilm]

– 中文含義:知識、學問
– 例句:”Müspet ilimlerin kaideleriyle oluşsa da…”(雖然是按照自然科學的原則形成…)
– 用法:表示藝術相關的知識
– 相關詞彙:hikmet, marifet, müspet ilimler

imkân [imkan]

– 中文含義:可能性
– 例句:”Âlem-i imkân olarak idrâk ettiği.”(被理解為可能性的世界)
– 用法:指藝術創作的可能性範疇
– 相關詞彙:potansiyel, fırsat

imtina [imtina]

– 中文含義:迴避、避免
– 例句:”Ustasıyla arasında cereyan eden feyz akışını inkıtaya uğratacak her türlü davranıştan imtina etmelidir.”(應該避免任何可能會中斷與師父之間靈性流動的行為)
– 用法:避免影響師徒間的精神傳承
– 相關詞彙:kaçınma, sakınma

inkıta [inkita]

– 中文含義:中斷
– 例句:”Feyz akışını inkıtaya uğratacak her türlü davranıştan imtina etmelidir.”(應避免任何可能導致靈性流動中斷的行為)
– 用法:指師徒間精神傳承的中斷
– 相關詞彙:kesinti, durma

intikal [intikal]

– 中文含義:傳承、轉移
– 例句:”Sanat geleneğinin intikali için çaba gösteriyoruz.”(我們為藝術傳統的傳承而努力)
– 用法:描述藝術技藝的傳承過程
– 相關詞彙:aktarım, geçiş

irtibat [irtibat]

– 中文含義:聯繫
– 例句:”Gündelik hayatla irtibat kopmuştur.”(與日常生活的聯繫已經斷開)
– 用法:描述創作時的專注狀態
– 相關詞彙:bağlantı, ilişki

istikrar [istikrar]

– 中文含義:持續、堅持
– 例句:”Ebru öğrenmek isteyen kişi sabır, sebat ve istikrarla eğitime devam etmeli.”(想要學習水拓畫的人必須以耐心、毅力和持續性來繼續學習)
– 用法:強調學習過程中的持續性
– 相關詞彙:devamlılık, sebat

istinaden [istinaden]

– 中文含義:基於、依據
– 例句:”Tecrübesine istinaden bir tahminde bulunabilir.”(可以根據經驗做出推測)
– 用法:描述基於經驗的判斷
– 相關詞彙:dayanarak, göre

itina [itina]

– 中文含義:細心、專注
– 例句:”Aynı dikkati ve itinayı göstermelidir.”(應該保持同樣的注意力和專注)
– 用法:強調創作過程中的專注
– 相關詞彙:dikkat, özen

kâğıt bezeme [kagit bezeme]

– 中文含義:紙張裝飾
– 例句:”Kâğıt bezeme (süsleme) sanatıdır.”(是紙張裝飾藝術)
– 用法:水拓畫的基本定義之一
– 相關詞彙:süsleme, tezhip

kaide [kaide]

– 中文含義:原則、規則
– 例句:”Müspet ilimlerin kaideleriyle oluşsa da.”(雖然是按照自然科學的原則形成)
– 用法:藝術創作的基本原則
– 相關詞彙:kural, prensip

kemâlât [kemalat]

– 中文含義:精神修養
– 例句:”Bunun, o insanların kemâlâtından kaynaklandığını düşünmek yanlış olmasa gerek.”(認為這源於那些人的精神修養,應該不會有錯)
– 用法:描述藝術家的精神境界
– 相關詞彙:olgunluk, marifet

kemikleşen [kemiklesen]

– 中文含義:凝固的
– 例句:”Havayla temas ettiğinde kemikleşen salgısı.”(接觸空氣時凝固的分泌物)
– 用法:描述材料的物理變化
– 相關詞彙:katılaşan, donuklaşan

kozmik denge [kozmik denge]

– 中文含義:宇宙平衡
– 例句:”Ebru teknesindeki denge, kozmik dengenin iz düşümüdür.”(水拓畫器皿中的平衡是宇宙平衡的投影)
– 用法:水拓畫中的平衡概念
– 相關詞彙:evrensel denge, ahenk

kovalamaca [kovalamaca]

– 中文含義:追逐
– 例句:”Hayali önde, kendisi arkada amansız bir kovalamaca içindedir.”(理想在前,自己在後,處於永無止境的追逐中)
– 用法:描述藝術家對理想的永恆追尋
– 相關詞彙:takip, peşinde koşma

külli irade [kulli irade]

– 中文含義:天意
– 例句:”Ebru Külli ve cüz’î iradenin birleştiği tecelligâhtır.”(水拓畫是天意與個人意志相遇之處)
– 用法:與個人意志(cüz’î irade)相對
– 相關詞彙:ilahi irade, takdir, cüz’î irade, tecelligâh

latif [latif]

– 中文含義:優美的
– 例句:”Su moleküllerinin latif bir musiki ile…”(水分子隨著優美的音樂…)
– 用法:描述藝術的優美特質
– 相關詞彙:zarif, güzel

mamül [mamul]

– 中文含義:製成的
– 例句:”Gül dalı ve at kılından mamül fırçalar…”(由玫瑰枝和馬毛製成的毛筆…)
– 用法:指特製的工具
– 相關詞彙:yapılmış, üretilmiş

marifet [marifet]

– 中文含義:技藝、知識
– 例句:”Ebru marifetinin incelikleri.”(水拓畫技藝的精妙處)
– 用法:指藝術技藝和深層知識
– 相關詞彙:ilm, hikmet, hüner

maneviyat [maneviyat]

– 中文含義:精神性
– 例句:”Orada başka bir maneviyat teneffüs edilir.”(在那裡能感受到另一種精神氣質)
– 用法:指作品中的精神氣質
– 相關詞彙:ruhaniyet, tinsellik, feyz, ruhani

medrese [medrese]

– 中文含義:神學院
– 例句:”Cedit Mehmet Efendi Medresesi’ni restore ettirmiş.”(修復了Cedit Mehmet Efendi神學院)
– 用法:傳統藝術教育的重要場所
– 相關詞彙:dergâh, mektep

meknuz [meknuz]

– 中文含義:隱藏的
– 例句:”Hilkat’in nakışlarında meknuz olan Hikmet’ini…”(隱藏在造化紋樣中的智慧…)
– 用法:指藝術中蘊含的深層意義
– 相關詞彙:gizli, saklı

mesai [mesai]

– 中文含義:工作、努力
– 例句:”Bu tekne başındaki mesaiyi senin zikrinle taltif.”(請以您的讚頌賜福這在器皿前的工作)
– 用法:指水拓畫的創作工作
– 相關詞彙:çalışma, emek

mübarek kelam [mubarek kelam]

– 中文含義:吉言
– 例句:”Ağzından şu mübarek kelam dökülür…”(從他口中說出這吉祥的話語…)
– 用法:藝術創作中的祈禱語
– 相關詞彙:kutlu söz, hayırlı söz

mülâhaza [mulahaza]

– 中文含義:思考、觀察
– 例句:”Varlığın sırrını anlamada emsalsiz mülâhazalar sunar.”(在理解存在的奧秘時提供無與倫比的思考)
– 用法:指藝術觀察與思考
– 相關詞彙:düşünce, tefekkür

münasip [munasip]

– 中文含義:適當的
– 例句:”Her sanatın kendine münasip bir ortamı vardır.”(每種藝術都有其適合的環境)
– 用法:描述適當的創作條件
– 相關詞彙:uygun, yerinde

müptedi [muptedi]

– 中文含義:初學者
– 例句:”Bu yüzden müptedi talebelere uzun müddet fırça talimi yaptırılır.”(因此讓初學者長期進行筆法練習)
– 用法:特指傳統藝術的初學者
– 相關詞彙:acemi, çırak

müspet ilimler [muspet ilimler]

– 中文含義:自然科學
– 例句:”Her ne kadar fizik, kimya gibi müspet ilimlerin kaideleriyle oluşsa da.”(雖然是按照物理、化學等自然科學的原則形成)
– 用法:指與藝術相關的科學原理
– 相關詞彙:fen bilimleri, pozitif bilimler

musiki [musiki]

– 中文含義:音樂
– 例句:”Su moleküllerinin latif bir musiki ile…”(水分子隨著優美的音樂…)
– 用法:描述音樂對創作的影響
– 相關詞彙:müzik, nağme

muvazene [muvazene]

– 中文含義:平衡
– 例句:”Ebru sanatında muvazene esastır.”(平衡是水拓畫藝術的基礎)
– 用法:描述水拓畫創作中的平衡
– 相關詞彙:denge, uyum

nakış [nakish]

– 中文含義:圖案、紋樣
– 例句:”Tecelliyâtta tekrar olmadığından ebru teknesinde ortaya çıkan nakışların da tekrarı yoktur.”(正如顯現不會重複,水拓畫器皿中出現的紋樣也不會重複)
– 用法:特指水拓畫中的圖案造型
– 相關詞彙:desen, motif, nakışlar

nefs [nefs]

– 中文含義:私慾、自我
– 例句:”Nefsimi terbiye etmemiz gerekir.”(我們需要修煉我們的私慾)
– 用法:指需要克制的私慾
– 相關詞彙:benlik, enâniyet

neşvünema [neshvunema]

– 中文含義:成長、發展
– 例句:”Sanatın tasavvuf ehlinin nezdinde neşvünema bulmasının en mühim sebebi…”(藝術在蘇菲教團中發展的最重要原因…)
– 用法:描述藝術在蘇菲教團中的發展過程
– 相關詞彙:gelişme, büyüme

öbek [obek]

– 中文含義:團塊、紋樣
– 例句:”Türk ebrusunun has öbekler ortaya çıkacak.”(土耳其水拓畫特有的紋樣將會呈現)
– 用法:水拓畫特有的紋樣形態
– 相關詞彙:motif, desen

reng-i âhenk [rengi ahenk]

– 中文含義:和諧之色
– 例句:”Ebru sonsuz bir renk cümbüşüdür.”(水拓畫是無盡的色彩饗宴)
– 用法:強調色彩的和諧
– 相關詞彙:âhenkli, uyumlu renk

renk cümbüşü [renk cumbushu]

– 中文含義:色彩饗宴
– 例句:”Ebru sonsuz bir renk cümbüşüdür.”(水拓畫是無盡的色彩饗宴)
– 用法:描述水拓畫豐富的色彩變化
– 相關詞彙:renk harmonisi, renk şöleni

ruh hali [ruh hali]

– 中文含義:心境
– 例句:”Kişinin ruh hali suyun yüzeyine tesir eder.”(人的心境會影響水面)
– 用法:描述心境對作品的影響
– 相關詞彙:ruhsal durum, maneviyat

ruhani [ruhani]

– 中文含義:精神的
– 例句:”Seyrü süluk-u ruhanide yardımcı metot olarak işlev görmüştür.”(作為精神修行之路的輔助方法而發揮作用)
– 用法:強調精神修行的層面
– 相關詞彙:manevi, tinsel, maneviyat

saflaştırmak [saflastirmak]

– 中文含義:淨化
– 例句:”Bunun için öncelikle kendimizi saflaştırmamız.”(為此,我們首先需要淨化自己)
– 用法:藝術創作前的自我淨化
– 相關詞彙:arınmak, temizlenmek

sâni-i hakîm [sani-i hakim]

– 中文含義:明哲造物主
– 例句:”Sâni-i hakîm olan Rabb’imin sanatı yanında kendi yaptıklarının hiçbir anlamı olmadığını fark eder.”(意識到在明哲的主的藝術面前,自己所做的一切都毫無意義)
– 用法:表達藝術家對造物主的敬畏
– 相關詞彙:Hâlık, Rabb

sebat [sebat]

– 中文含義:堅持
– 例句:”Ebru öğrenmek isteyen kişi sabır, sebat ve istikrarla.”(想要學習水拓畫的人需要耐心、毅力和持續性)
– 用法:描述習藝必備的品質
– 相關詞彙:azim, kararlılık

seyr [seyr]

– 中文含義:觀察、體悟
– 例句:”Seyrü süluk-u ruhanide.”(在精神修行之路上)
– 用法:指藝術修行的觀察過程
– 相關詞彙:müşahede, gözlem

seyrü süluk [seyru suluk]

– 中文含義:精神修行之路
– 例句:”Sanat eğitimi, seyrü süluk-u ruhanide yardımcı metot olarak işlev görmüştür.”(藝術教育作為精神修行之路的輔助方法而發揮作用)
– 用法:指蘇菲教派的修行過程
– 相關詞彙:tarikat, manevi yol, seyr, süluk, ruhani

şirk-i hafî [shirk-i hafi]

– 中文含義:隱微的以物配主
– 例句:”Bu vehmin tevlid edeceği bir şirk-i hafîden de…”(也要遠離這妄想可能產生的隱微以物配主…)
– 用法:需要警惕的微妙偏差
– 相關詞彙:gizli şirk, hafî şirk

süluk [suluk]

– 中文含義:修行之道
– 例句:”Seyrü süluk-u ruhanide yardımcı metot olarak işlev görmüştür.”(作為精神修行之道的輔助方法而發揮作用)
– 用法:描述藝術作為精神修行的方法
– 相關詞彙:tarikat, yol

talebe [talebe]

– 中文含義:學生
– 例句:”Talebe fırça vuruşlarında ritmi yakaladıktan sonra.”(學生在掌握筆觸的節奏之後)
– 用法:傳統藝術中的學生稱謂
– 相關詞彙:öğrenci, mürit

tamir görmek [tamir gormek]

– 中文含義:經修復
– 例句:”Kitabın cildi sonraki bir tarihte tamir görmüş.”(這本書的裝幀後來經過修復)
– 用法:指書籍裝幀的修復過程
– 相關詞彙:onarılmak, restore edilmek

tavrından [tavrindan]

– 中文含義:風格、態度
– 例句:”Tarzından tavrından kullandığı renklerden kimin ebrusu olduğu anlaşılıyor.”(從風格、態度和所用的顏色可以看出是誰的水拓畫)
– 用法:描述藝術家的個人風格
– 相關詞彙:üslup, tarz

tecelli [tecelli]

– 中文含義:顯現、展現
– 例句:”Tecelliyâtta tekrar yoktur.”(顯現永不重複)
– 用法:指藝術作品的獨特性
– 相關詞彙:tecelligâh, zuhur

tecelligâh [tecelligah]

– 中文含義:顯現之處
– 例句:”Ebru Külli ve cüz’î iradenin birleştiği tecelligâhtır.”(水拓畫是天意與個人意志相遇的顯現之處)
– 用法:形容水拓畫是天意與人為相遇的場所
– 相關詞彙:tecelli, zuhur

techiz [techiz]

– 中文含義:裝備
– 例句:”Fakiri sırrının edebiyle techiz et!”(以祂的奧秘之禮來裝備這貧乏者!)
– 用法:創作前的心靈裝備
– 相關詞彙:donatmak, hazırlamak

teneffüs edilir [teneffus edilir]

– 中文含義:呼吸、感受
– 例句:”Orada başka bir maneviyat teneffüs edilir.”(在那裡能感受到另一種精神氣質)
– 用法:感受藝術的精神氣質
– 相關詞彙:hissedilir, duyumsanır

tesir [tesir]

– 中文含義:影響
– 例句:”Manevi dinamiklerin ebru teknesine tesiri.”(精神動力對水拓畫器皿的影響)
– 用法:描述精神狀態對作品的影響
– 相關詞彙:etki, nüfuz

teshir [teshir]

– 中文含義:迷惑
– 例句:”Bu fakirin nefsini teshir edip…”(迷惑這貧乏者的私慾…)
– 用法:需要避免的心理狀態
– 相關詞彙:büyülemek, etkilemek

tevekkül [tevekkul]

– 中文含義:信託、托付
– 例句:”Sebepleri ortaya koyar ve sonucu büyük bir tevekkülle bekler.”(準備好條件,然後以完全的信託等待結果)
– 用法:形容藝術家對創作結果的虔敬態度
– 相關詞彙:teslimiyet, güven

tevlid [tevlid]

– 中文含義:產生、引發
– 例句:”Bu vehmin tevlid edeceği bir şirk-i hafîden…”(這妄想可能產生的隱微以物配主…)
– 用法:描述某種心態引發的結果
– 相關詞彙:doğurmak, sebep olmak

ulvi [ulvi]

– 中文含義:崇高的
– 例句:”İdrâk günlük idrâkten artık daha ulvi idrâke kayar.”(認知從日常認知轉向更崇高的認知)
– 用法:描述超越日常的認知狀態
– 相關詞彙:yüce, yüksek

usul [usul]

– 中文含義:傳統方式
– 例句:”Ebrucu boyalarını usulüne göre hazırlıyor.”(水拓畫家按照傳統方式準備顏料)
– 用法:遵循傳統方法的重要性
– 相關詞彙:yöntem, metot

varaku’l-mücezza [varakul mucezza]

– 中文含義:紋理紙
– 例句:”Arap âleminde ise varaku’l-mücezza olarak tanınmıştır.”(在阿拉伯世界被稱為varaku’l-mücezza)
– 用法:阿拉伯世界對水拓畫紙的稱呼
– 相關詞彙:damarlı kâğıt

vecd [vecd]

– 中文含義:入神
– 例句:”Sanatçı vecdle çalışır.”(藝術家入神地工作)
– 用法:描述藝術創作時的專注狀態
– 相關詞彙:kendinden geçme, istiğrak

vehim [vehim]

– 中文含義:妄想
– 例句:”Bu vehmin tevlid edeceği…”(這妄想可能產生的…)
– 用法:需要避免的錯誤認知
– 相關詞彙:kuruntu, evham

zerendûd [zerendud]

– 中文含義:金箔裝飾
– 例句:”Göztepe’deki evinde zerendûd resimleri gördüm.”(我在Goztepe的家中看到了金箔裝飾畫)
– 用法:傳統伊斯蘭藝術中的金箔裝飾技法
– 相關詞彙:bezeme, tezhip

zikr [zikir]

– 中文含義:記念、讚頌
– 例句:”Bu tekne başındaki mesaiyi senin zikrinle taltif…”(請以您的讚頌賜福這在器皿前的工作…)
– 用法:在創作中記念真主
– 相關詞彙:dua, ibadet

zuhur [zuhur]

– 中文含義:呈現、出現
– 例句:”Bu teknede zuhur edecek olan nakışların…”(將在這器皿中呈現的紋樣…)
– 用法:特指水拓畫圖案在水面上的形成過程
– 相關詞彙:tecelli, nakış

透過整理這些內容,讓我對水拓畫有了更深層的理解。這不僅是一門講求技巧的藝術,更是一種修心養性的修行。正如教材所說,水拓畫是平衡的藝術,從顏料調配到心靈修養,都需要找到完美的平衡點。而藝術家在創作過程中所體驗到的專注與超然狀態,正是這門藝術最迷人之處。

這些理論基礎將幫助我在即將展開的土耳其進修之旅中,更好地理解老師的教導。期待在第四篇文章中,能夠分享更多關於大師Alparslan Babaoğlu對土耳其水拓畫藝術的見解。


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *